Hayatımda çamur atmadım asla! Yaşadığım toplumun bir ferdine Zâlimlere alkış tutmadım asla! Ortak oldum mazlumların derdine Özümden yanmakta kusur etmedim *** Tezâhür edince olgunluk şekli Küçükleri koydum kendi yerime Farklı pencereden baktım sürekli Nezâket gereği büyüklerime İhtiram sunmakta kusur etmedim *** “Seçkin”lerin semiz katırı için Sürmedim eşeği kurdun önüne Geleceğin basit hatırı için Gitmedim geçmişi inkâr yönüne Ceddimi anmakta kusur etmedim *** Gözden, gösterişten kaçtığım hâlde Çektim üzerime olanca hıncı Yükselişe kanat açtığım hâlde Yükseklerde gördüm alçak basıncı Engine konmakta kusur etmedim *** Meylim vardır cömertlerin safına Cimrilerdir esas nefret duyduğum Hırsla, azgın nefsin tam hilâfına Kanaat aşıdır yiyip doyduğum Çok şükür kanmakta kusur etmedim *** Alnım ak, başım dik Hakkın katında Böyle girmek istiyorum mezara Despotların devr-i saltanatında Sezar’ın hakkını verdim Sezar’a Asil davranmakta kusur etmedim
Ahmet Süreyya DURNA
BİRLİK YOLUNDA
Sarp yokuşlarda değil, düzde birlik olalım Senet kabul ederek, sözde birlik olalım Kabukla oyalanmak, en büyük yanılgıdır Geliniz hep beraber “öz”de birlik olalım
Ahmet Süreyya DURNA
ÜLKEMİN ÇOCUKLARINA
Haydi güzel çocukları ülkemin! Hak yolunda birlik olmamız gerek Can feda olası cennet vatanı Canımızdan aziz bilmemiz gerek Haydi güzel çocukları ülkemin! *** Paydos kötülüğe, hasede, kine Sevgide zirveye çıkalım yine Sarılarak bir Allah’ın ipine Doğrulukta karar kılmamız gerek Haydi güzel çocukları ülkemin! *** Kavgalar, kıtaller bitsin bizimle Ve tarih iftihar etsin bizimle İnsanlık uğrunda sonsuz azimle Ferhat gibi dağı delmemiz gerek Haydi güzel çocukları ülkemin! *** İtaat esastır anne babaya Duaları bedel bin bir çabaya Karışsın şarkımız “bâd-i sabâ”ya Ufuklara muştu salmamız gerek Haydi güzel çocukları ülkemin! *** Büyük rehberimiz; Peygamberimiz Makamıdır müracaat yerimiz Sakın daralmasın “aşk” çemberimiz İlâhî sevdaya yelmemiz gerek Haydi güzel çocukları ülkemin! *** Fert, aile, zümre, çevre, cemiyet Kaynaşırsa işte budur hamiyet Güzel hasletlerin tümüne niyet Ederek ayakta kalmamız gerek Haydi güzel çocukları ülkemin! *** Kimliğimiz, millî kültür yapımız Kıtalardan daha geniş çapımız Müspet ilimlere açık kapımız Faydalı her şeyi almamız gerek Haydi güzel çocukları ülkemin! *** İslâm, kardeşlik ve barış demektir Hayırda, hizmette yarış demektir Mânâ menziline varış demektir Zorun üstesinden gelmemiz gerek Haydi güzel çocukları ülkemin! *** Biz “Ulu Çınar”ın kökü, dalıyız Dostluk sofrasının oğul balıyız İç içe beraber yaşamalıyız Bu ortak paydayı bulmamız gerek Haydi güzel çocukları ülkemin!
Ahmet Süreyya DURNA
VASİYETİMDİR
Ahmaklardan akıl alma Mehmet’im Elin davulunu çalma Mehmet’im Atılgan yürekli adam ol, adam Bostan korkuluğu olma Mehmet’im
Ahmet Süreyya DURNA
ZİRVEDEN ZEMİNE
Bir zamanlar; Kavimler kapısı Anadolu’nun, Şahsında Edirne bendim, Kars bendim! Şimdiyse kendinden utanır, kendim...
Bir zamanlar; Aşınmaz, aşılmaz ve dokunulmaz, Mânâdaki mazruf bendim, hars bendim! Şimdiyse gör! çamurlara belendim...
Bir zamanlar; Millî duyguların merkez üssünde, Yenilmeyen öfke bendim, hırs bendim! Şimdiyse boşaldı barajım, bendim...
Bir zamanlar; Şekil veren inatçıl has çeliğe, Pazu bendim, çekiç bendim, örs bendim! Şimdiyse özümden ben örselendim...
Bir zamanlar; Cesâretin, çevikliğin simgesi, Hiç kuşkusuz aslan bendim, pars bendim! Şimdiyse korkudan kenara sindim...
Bir zamanlar; Teknik sanat dallarında dünyada, Usta bendim, çırak bendim, kurs bendim! Şimdiyse tam körelmede bilendim...
Bir zamanlar; Güneşi yakından tâkibe alan, Uzaydaki Venüs bendim, Mars bendim! Şimdiyse zirveden aşağı indim...
Bir zamanlar; İlim irfan mevzûbahis olunca, Bu kulvarda ekol bendim, ders bendim! Şimdiyse zır cahillikten elendim...
Bir zamanlar; Kıyama kalkarken kortej kıtası, Beynelmilel majör bendim, fors bendim! Şimdiyse cins attan, eşeğe bindim...
Ahmet Süreyya DURNA
HER ŞEY ASLI GİBİDİR
Mümkün değil su yokuşa akacak sanmayın Gün gelir balık kavağa çıkacak sanmayın Dağlar yerinden oynar deseler bir ihtimal Fakat huylu huyunu bırakacak sanmayın
Ahmet Süreyya DURNA
GEÇMİŞİN İZLERİ
Ataerkil aileydik eskiden Gâyemiz horantaca birlik idi Ayrılık gayrılık değildi bize göre Çünkü bizi biz eden; Düzen ve doyumsuz dirlik idi Mütemadiyen
Tek diz otururduk yer sofrasına Aynı kaptan yer içerdik böylece En üst başta dedem En alt başta biz Kaşık daldırırdık çorba tasına Hepimiz
Aştan sonra iş taksimi başlardı Ve herkes yönünü işine çevirirdi Akşam eve dönende; Babam dedeme günlük tekmil verirdi Kaide kural vardı, hoş saygı vardı Mezkûr dönemde
Ya gün görmüş ninem! Kaç kez iner çıkardı taş merdivenlerden Bakmazdı asırlık yaşına, gövdesine Vücuduna kramp girerdi birden Ne doktor bilirdi ne em Adı: Gülsenem
Un elerdi anam, hamur yoğururdu El sürmezdi nîmete besmelesiz Tandır yakıp ekmek ederken, Aslan kesilirdi yelesiz Yorgunluktan dili damağı kururdu Bağ bostan derken
Kimse şikâyetçi olmazdı hâlinden Hattâ iki rekât şükür namazı kılmak Yaşam borcuydu İnançta her şeyin üstündeydi hak Korkulurdu günahtan, kul vebâlinden Mutlak
Evin en büyük çocuğu ben olduğumdan Bana emanet edilirdi kardeşlerim Avuturdum onları bahçe damında Bu huzur ortamında; Berraktı düşüncelerim, “ak”tı düşlerim Yaz eyyamında
Ahmet Süreyya DURNA
AMENNA
Renklerin rengi yalandır, aslında tüm renkler hâkî Vizyonda görünenlerin hepsi boş, hepsi âfakî Âlemde cümle ne varsa ibret-i âlem içindir En sonunda her şey fâni, ancak yüce Allah bâkî
Ahmet Süreyya DURNA
EKSANTRİK HÂL
Ne hikmettir bizim Keyfo ağanın, İti ile atı yer değiştirdi. Dengesi bozuldu tümden doğanın, Doğu ile batı yer değiştirdi. *** Zaman; tuhaf, kalleş, esrik bir zaman, Dünün korkakları bugün kahraman. Her şey tepetaklak, her şey toz duman, Zemin ile çatı yer değiştirdi. *** Balıklar toprağın karnını deşti, Güvercinler lâşeleri üleşti. Su granitleşti, taş mâyileşti, Cıvık ile katı yer değiştirdi. *** Ayranlar kabarıp sütler taşınca, Zıddı oldu iş haddini aşınca. Hasanlarla, Hanslar kucaklaşınca, Lili ile Satı yer değiştirdi. *** Bilinmez nicedir akıl firarda, Muhakeme beyin gücü zararda. İltimas var kanaatte kararda, İyi ile kötü yer değiştirdi.
Ahmet Süreyya DURNA
FELÂKET DUASI
Belâlar neden eksilmez, vira artar Allah’ım Dibi delik şu terâzi, nasıl tartar Allah’ım? Bıktık gayrı kurtarıcı rolündeki kurtlardan Bizi bu “Kurtarıcılardan” sen kurtar Allah’ım!
Ahmet Süreyya DURNA
PARADİGMALAR
Teslimiyet: İftiraya uğrayan idamlık bir kişinin, Sehpada sallanırken, cellada gülmesidir!
Kemâlat: İçtimaî hayatta yer alan her kişinin, Otururken, kalkarken haddini bilmesidir!
Feragat: Aşkı, samimiyeti, imanı gür kişinin; Nefsinden sıyrılarak, ölmeden ölmesidir!
Kanaat: Sahavetle, sofrası kurulu er kişinin, Kıtlıkta ekmeğini muadil bölmesidir!
Zerâfet: Tek helâlini gören, harama kör kişinin, Şehevî arzuları kalbinden silmesidir!
Garabet: Ömrünü tamamlamış tamahkâr pîr kişinin, Ahireti unutup, dünyaya yelmesidir!
Ahmet Süreyya DURNA
AKIL ÖTESİ
Bazen acı acı güldürür beni, Çeyrek aklın tüm akılı bölmesi. Ur olur içimde öldürür beni, Namussuzun namusluya gülmesi.
Ahmet Süreyya DURNA
DENİZLERİN SIRRI
Engin denizlerin mavi suları Dalgalanır öfke ile köpürür İçte berraklığın saf duyguları Dıştaki pisliği siler süpürür Engin denizlerin mavi suları
Hıçkırır dört mevsim durduğu yerde Alem-i sükûnu bir hicran bürür Vecde gelir inler vakt-i seherde Koynunda hu! çeken Yunuslar görür Engin denizlerin mavi suları
Ah! “Minel Aşk” ile kaynar derinden Sevda ikliminde sonsuza yürür Cezbeye kapılır oynar yerinden Çarpar kıyılara bağrını sürür Engin denizlerin mavi suları
Ahmet Süreyya DURNA
TILSIM
Cehennemi söndürecek güçtedir, Allah için akıtılan gözyaşı. Zâlimleri sindirecek güçtedir, Mazlumların şol kararlı savaşı!
Ahmet Süreyya DURNA
SONA DOĞRU
Ömrümüzü yedi yıllar Sabah derken akşam derken Yaklaştı menzile yollar Sabah derken akşam derken *** Ufkumuzu sardı duman Kararmaktadır âsuman Gölge gibi geçti zaman Sabah derken akşam derken *** Kâh durulduk kâh bulandık Boşlukta boşa dolandık İşin aslı oyalandık Sabah derken akşam derken *** Yorgun düştü devran atı Bitti yarış saltanatı Bir gün çökecek bu çatı Sabah derken akşam derken *** Akılsız baş neye yarar? Dünyalık sermâye arar Eyvah! gene ettik zarar Sabah derken akşam derken *** Yaşayanlar ölecektir Ölüm ki şaşmaz gerçektir Sıra bize gelecektir Sabah derken akşam derken
Ahmet Süreyya DURNA
ACI SON
Gül gibi solmakta hayatın rengi, Düşüyor ömürden her gün bir yaprak. Ölümle bitiyor yaşama cengi, Bir mıknatıs gibi çekiyor toprak...
Ahmet Süreyya DURNA
Kaynak: Şiirler, Şairin "Şafak Taarruzu" adlı kitabından alınmıştır.