islammektebi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

islammektebi

islami paylaşım platformu
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
İslamMektebi Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
C.tesi Ara. 17, 2016 12:19 pm
C.tesi Ara. 17, 2016 12:18 pm
C.tesi Ara. 17, 2016 12:17 pm
C.tesi Ara. 17, 2016 12:14 pm
Salı Mart 25, 2014 9:20 pm
Salı Mart 25, 2014 9:18 pm
Salı Mart 25, 2014 9:08 pm
C.tesi Ara. 28, 2013 7:58 am
Salı Ara. 17, 2013 12:28 am
Salı Ara. 17, 2013 12:25 am

AĞLATAN RÜYA

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
kosovalı
Süper Moderatör
Süper Moderatör
kosovalı
Erkek
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/12/08
Mesaj Sayısı : 1164
Nerden : istanbul
İş/Hobiler :
Lakap :

AĞLATAN RÜYA Vide
MesajKonu: AĞLATAN RÜYA AĞLATAN RÜYA Icon_minitimeÇarş. Tem. 15, 2009 6:49 pm

Ömür boyu Zîşan’a;. hasret çeken- ağlayan,
Rûyada görmek için- yüreğini dağlayan,

Resûlullah âşığı- Peygamber sevdâlısı, (s.a.v.)
Nice Allah dostları- akıtmıştır gözyaşı.

Hicranla dolup taşan- O Hak yolu erleri,
Vuslata ermek için- yarışmıştır her biri.
Rahmetenlilâlemin- Kâinat Efendisi,
Aşkına,. erimiştir- mum gibi binlercesi.


İşte bu cümledendir ki; Rûya ile Sınanmış,
Pîr’i-Fâni bir âşık;- bu bahse konu olmuş:


------------------------------------------------
Mehmet Akif her sabah- sabah namazı için
Sultan Ahmet Cami’ne- gelir kılardı, lâkin,
Her gelişinde de- yaşlıca bir adamın,
Kendinden önce gelmiş- hazır bulurdu dâim.
Ne kadar erken gelse- ayni durum olmuştu,
Yaşlı adam mutlaka- ondan önce gelmişti.
Ancak bu yaşlı fâni- ve bu nur yüzlü adam,
Durmadan ağlamakta- göz yaşları bi’güman.
Ve bundan sonrasını- Mehmet Akif buyurur,
Bu özlü hikâyeyi- bize şöyle duyurur.
“Ben bu yaşlı insanın- bir gün yanına çöktüm,
Sokuldum kendisine- saygı, merakla sordum.”
Dedim “ niçin devamlı- göz yaşı döküyorsun,
Bu halinle inan ki- içimi burkuyorsun.
O na Cenâbı Hakk’ın- rahmetini anlattım,
Engin merhametini- lûlfu nasihat ettim.
O gene figandaydı- ağlaması dinmedi,
“derdimi tazeleme- deşeleme git!” dedi.
Ben yine ısrar ettim- çaresizdi bu defa,
Göz yaşları içinde- başladı anlatmaya.
“ Ben” dedi” Abdülhamid- zamanı binbaşıydım,
Ailem çok zengindi- ve ben de bir subaydım.
Bu sebeple kışladan- hiç ayrılamıyordum.
Ancak bir gün ard arda- ölüm haberi aldım,
Annem- babam ölmüştü- o beni şoka soktu,
Çiftlik- dükkan, mağazalar- mal meşakkat pek çoktu.
Her şey yüz üstü kalmış- ‘çare’ tedbir almaktı.
Ailede bir bendim- bakacak kimse yoktu.
Hemen Sadarete bir- dilekçe yazdım verdim,
Durumumu arz ettim- istifamı bildirdim.
Velâkin Sadâretten- gelen cevap menfiydi,
Maalesef mürâcaatım- isteğim reddedildi.
Ben ardından iki- üç, istifaya çalıştım,
Fakat her defasında- olmazla karşılaştım.
Artık tek çârem vardı- Hünkâra çıkmalıydım,
Zarûretimi sunup- mürâcaat yapmalıydım.
Aldığım bu kararı- Sadårete bildirdim,
İsteğim kabul gördü- ve mâbeyne alındım.
Müşkülümü Hünkâra- vicâhiyle anlattım,
Måzerete meşrûluk- ispatına çalıştım.
İstifa talebimden- Hünkår hoşlanmamıştı,
Yüzündeki ifade- açıkça anlatmıştı.
İsteksiz bir hâl ile- ve elinin tersiyle,
Şöyle işaret etti- tamamladı diliyle.
Dargınca,”git, seni istifa ettirdik” dedi.
Zahar çok üzülmüştü- her tavrından belliydi.
Ben tabi sevinerek- huzurdan eve döndüm,
Velakin ben o gece- müthiş bir rüya gördüm.
Rüyamda Osmanlının- ordusu tabur- tabur,
Bölük- bölük geliyor- hepsinde ayrı vakur.
Ta ki; Efendimize – teftiş veriyorlardı,
Bu o ordu idi ki; kısa müddeti vardı.
Bütün Cihana karşı- bir kavga verecekti,
Türk’ün iman gücünü- insanlar görecekti.
Ve işte bu ordunun- teftişini bi’zatih,
Efendimiz yapıyor- tek ki olmalı fetih.
Yanında da dört büyük- Halife hazır halde,
Askerler geçiyordu- sırasıyla bir cümle .
Efendimiz önünden geçen- bölük, taburu,
Teftişte bulunurken- O’ndan bir adım geri;
Edep ve terbiyeyle- boynu bükük bir halde,
Abdülhamid duruyor- aşkla emre âmâde.
Derken, baktım arkadan- benim tabur da çıktı,
Ancak tabur dağınık- başında kimse yoktu.
Bu durumu görünce – Efendimiz, Hünkâra;
“Bu birliğin komutanı- nerede?” diye sordu.
Abdülhamid çok üzgün- ne desin bilemedi,
“Talebi üzerine istifa ettirdik” dedi.
İşte tam o esnada- Efendimizin beni,
Bir ömür ağlatacak- şu sözleri söyledi.
Senin istifa ettirdiğini- biz de istifa ettirdik
Söyle! Bunu duyduktan- şâhit olduktan sonra,
Ben ağlamayayım da- kimler ağlasın bana.
Ve Mehmet Akif diyor; “yaşlı adam dertliydi,
Ağlamayı sürdürdü- inilti devam etti.
Sessizce ben yanından- ayrıldım uzaklaştım,
Zira hüznü büyüktü- ben de naçar kalmıştım.
Zaten yapabilecek- hiçbir şeyim de yoktu,
Çünkü O pir’i- fåni- yalvarıp, diliyordu,
Ancak Efendimizden- teselli bekliyordu.
Ta ki “kabul edildi” müjdesini duymadan,
İnilti- ağlaması , sürecekti durmadan..
……………………………………….
Rabbim Şefaatına- mazhar kılsın onları,
Efendimiz yanında- Şavkarsın imanları.
……………………………………….
Sallü ala Resulüna Muhammed
Allahümme salli ala Muhammed
kosovalı Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zehraa
Üye
Üye
Zehraa
Yaş : 41
Kayıt tarihi : 12/12/08
Mesaj Sayısı : 85
Nerden : sivas
İş/Hobiler :
Lakap :

AĞLATAN RÜYA Vide
MesajKonu: Geri: AĞLATAN RÜYA AĞLATAN RÜYA Icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 8:30 pm

Sad Sad Allah Razı Olsun çok saol kardeşim bu paylaşım için
Zehraa Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

AĞLATAN RÜYA

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
islammektebi :: Forum :: Serbest Kürsü -
Yetkinforum | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar