Konu: »Şehir Karanlık Kusuyor Cuma Şub. 20, 2009 10:21 pm
Sana en çok ihtiyacım olduğu bir zamanda, omuzlarıma yaslanan sıcak bir cümle kur bana. Bir şeyler söyle bana, söyle ki dilimin düğümleri çözülsün. Sen başlarsan bir şarkıya mırıldanarak, eşlik ederim sana avazım çıktığınca bağırarak. Sen anlatmaya başlayınca başından geçenleri, konuşur ikna ederim yıldızları, artık hep gelirler uyuyakalmazlar geceleri. Bir kelime ol, bir fısıltı ol, bir tını kılığında sokul yanı başıma, tut elimden şekil ver aldırmaz asi akışıma. Sıkı bir cümle olup dökül suskunluktan kanayan dudağıma.
Sen bir harf söyle ben destan yazayım. Sen ses ver, ben uçup yamaçlara vurayım kendimi, akis olup yankılanayım. Yeter ki bir çizik at, oluk oluk kanayayım. Bir tespihe dizil, bir yaprak düşerken üzül ve ben bıkmadan anlatayım. Boş yanlarımı doldurmam için bir sözcük ver bana, seninle dolup seninle taşayım. Kef’ler çiz, kaf’lar yaz alnıma Kaf dağını aşayım, dönerken kır çiçekleri toplarım sana. Dönerken dünya, omuzlarıma yaslanan sıcak bir cümle kur bana…
- II –
Gecelerde yürüyen benim. Tanıdık bir yüz görebilme ihtimalinin olmadığı kadar gecede. Meyhanelerin ve işkembecilerin en işlek olduğu saatlerde, sarhoşların adımladığı kaldırımlar henüz kafayı bulmamışken ve taksi şoförleri muhabbet ederken yürüyen benim.
Nadir de olsa bazı evlerin ışıkları hala yanıyor. Renkli parıltıların olduğu evlerde televizyon izleniyorken sessiz karanlık odalarda birileri rüya izliyor. Kimsenin rüyası rahatsız olmasın diye insanlar geceleri susuyor. Her gece şehir karanlık kusuyor. Gecede yürüyen benim, seni arıyorum. Bir ses bekliyorum.
Her şeyin uzağındayım, adımı defterine yazan kızların, gülümseyen insanların ve yıldızların. Gecenin karanlığını alıyorum üstüme yorgan niyetine, kelimeleri kurban ediyorum bu aşkın diyetine…