Konu: Sadece Peygamberimize Verilen Beş Şey Çarş. Tem. 22, 2009 9:27 pm
Sadece Peygamberimize Verilen Beş Şey
İslâm ordusu, Tebük'te beklemeye devam ediyordu. Peygamber Efendimiz, bir gece teheccüd namazını kıldıktan sonra, çevresinde kendisini bekleyen Sahabîlere dönerek şöyle konuştu: "Daha önce hiç bir peygambere verilmeyen beş şey bana verildi:" 1) Benden önceki peygamberlerin her biri yalnız kendi kavimlerine gönderilirken, ben bütün insanlara gönderildim." 2) Yeryüzü bana mescid (namazgâh) ve temizlik vasıtası kılındı. Bunun için nerede olursam olayım, namaz vakti girince, (su bulunmazsa) teyemmüm eder, namazımı orada kılarım. "Ümmetimden herhangi biri, namaz vakti girince, bulunduğu yerde namazını kılsın. Benden önceki peygamberlerden hiçbirisine bu ihsan edilmemişti. Onların ümmetleri, namazlarını ancak kilise ve havralarında kılabilirlerdi." 3) Ganimetler bana helâl kılındı. Halbuki, benden önceki peygamberlerin hiçbirine helâl kılınmamıştı." 4) Bana şefâat makamı verildi." 5) Ben, bir aylık mesafedeki düşmanlarımın bile kalplerine korku salmakla yardım olundum."761 Peygamber Efendimizin (a.s.m.) Halid bin Velid'i Dûmetü'l-Cendel'e Göndermesi Tebük'ten ileri gitmeme kararı veren Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, bu esnada Hz. Halid bin Velid'i yanına dört yüz süvari vererek Dûmetü'l-Cendel'de bulunan Kindelerin Kralı Hıristiyan Ükeydir bin Abdülmelik'e göndermek istedi. Hz. Halid şöyle dedi: "Yâ Resûlallah! Her tarafını iyice bilmediğim geniş memlekette, bu kadar az sayıda insanla gidip onu bulmam nasıl mümkün olur." Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, şu fermanı verdi: "Sen, muhakkak onu, yabanî sığır avlarken bulacak ve yakalayacaksın! Yakalayınca, onu öldürme, bana getir!"762 Bunun üzerine Hz. Halid, beraberindeki mücahidlerle Tebük'ten Şam'ın Medine'ye en yakın beldelerinden olan Dûmetü'l-Cendel'e doğru hareket etti. Oraya vardığında Resûl-i Kibriyâ Efendimizin haber verdiği gibi, Ükeydir'i yabanî sığır avlarken görüp yakaladı.763 Daha sonra onu ve kardeşini alıp Efendimizin huzuruna getirdi. Peygamber Efendimiz onları Müslüman olmaya dâvet etti. Buna yanaşmadılar. Fakat, cizye vermeyi kabul ettiler. Bunun üzerine kanları bağışlandı. Onlar da Tebük'ten ayrılıp memleketlerine döndüler.764