bitir bu işkenceyi , sende artık bana gül dokundurma elini pıhtılaşan kana gül bahçe boş ;çeşme kuru ; nerde bostancıbaşı gelde feryâd ü figân etme bu hüsrâna gül yıllarca yatağında uyudum semenderin çakallar yuvalandı bizim olan hana gül unuttum gökkuşağı altındaki resmini nice bühtan ettiler eski bir sultana gül kâinat oluk oluk boşalırken içimden yağmur damlası bile olamadım sana gül uzandığım her hayal tutuşturdu ömrümü her yangınla yeni bir yangın düştü cana gül ya öldür , yarasalar okşasın cesedimi ya da terkedip gitme beni bu isyâna gül dinle ki , en ölümcül şarkımı söylüyorum darağacı kurdular döndüğüm her yana gül nasıl sevişiyorsun kırkayakla , çıyanla hani boyun bükmüştün ebedî fermana gül meğer bir yanılgının zinciriymiş umudum güvenimi yitirdim şimdi her dermana gül. .