Kendi varlığının yükünü zayıf omuzlarından atıp hafiflediğinin resmidir “İnşALLAH”.
Kendini kendinden öte taşıyan/taşıran insanın kabuğunu zorlayışıdır “İnşALLAH”..
“Ben buradayım ama burada kalmaya razı değilim...” diye/bilenin meydan okuyuşudur.
Ellerine kudret elinin sarıldığını, gözlerine bin kutlu nazarın ışık olduğunu, yüzünü çevirdiği her yönde tek ve bir teselli vechinin beklediğini ilan edişidir.
Kalbine yüklenmiş dağları bir nefeste silip süpürmektir inşALLAH.
Varlığın koynuna tutunmuş insanı sonsuzluğun ufkuna doğuran bir sızıdır “İnşALLAH”...
İnşALLAH, sebeplerin kör kuyusuna uzatılan ışıltılı bir kovadır.
Ağaç köklerini ve toprağı kucaklaştıran “İnşALLAH”tır; toprağa hayat bahşetmektir, taşa pınarlar dilemektir.
“ALLAH dilerse” tohum toprağa katışır; toprak ve tohumun boş ellerine çiçekler sunulur, kurak avuçlarına hayat akıtılır.
Nereye indiklerinden habersiz, rüzgâr nereye eserse oraya gitmeye hevesli yağmur taneleri, “ALLAH’ın dilediğince” boynu bükük toprağı sevindirir, güllerin al yanağına gözyaşı olur, sabahın ak göğsüne şebnem diye tutunur.
“ALLAH’ın dilemesiyle” sert ve ağır taşlar, ince ve nazenin köklere yol olur; o latif güzellerin kalplerine dokunmasıyla yollarında toprak olur.