Zamanın derininde leylaya aşık iki tane mecnun varmış. Kim sorsa,her ikisi de; -Gerçek Mecnun elbette benim dermiş... Bu iddaalı konuşmalar sonunda sultanın kulağına kadar gitmiş.Hayret ve merakla: -Tutup getirin ikisini de,demiş...İmtihan edelim de gerçek mecnun kimmiş bilelim... Askerler dağılmışlar her bir yana,köşe bucak araştırmışlar ve bulup her iki mecnun'uda saraya getirmşler.Sultan önce,en görünür yere,izbandut gibi cellatları dizmiş. -Çağırın şimdi Mecnunlardan birini,deyince ilkini salona almışlar... Mecnun sen misin? Evet Sultanım,ben Mecnun'um... -O halde uzatacaksın kolunun birini ve Leyla için feda edeceksin... Mecnun hiç tereddüt etmeden; -Feda olsun Leyla'nın aşkına bir kolum,demiş... Sultan onu perdenin arkasına aldırdıktan sonra ikinci Mecnun'u çağırtmış.Aynı sözleri tekrarlayarak; -O halde uzatacaksın kolunun birini ve Leyla için feda edeceksin,demiş... İkinci Mecnun önce,fedası istenen koluna uzuun uzun bakmış,bakmış...Sonra da sultana dönmüş.Gözlerinde yaşlar parlıyormuş... -Kesmeyin Sultanım,diye yalvarmaya başlamış. Yazıktır... Kıyamam... Ne olur,kesmeyin Leylamın kolunu!..