Konu: Sadrıazamın İstanbul'a Dönüşü Ptsi Şub. 09, 2009 10:03 pm
Sadrıazamın İstanbul'a Dönüşü
İçteki Celâli isyanları, dıştaki seferlerin kesin muvaffakiy-yetler göstermemesi şeklindeki tefsirler yüzünden sipahiler isyan etmişler, padişahı ayak divanına çağırmışlardı. Kötü gidişatın sebebini Mabeynci Gazanfer Ağa, Sadaret Kaymakamı Saatçi Hasan Paşa ve 4. Vezir tırnakçı Hasan Paşa iie Kızlarağası Osman Ağanın icraatlarından sayıp kellelerini istemişlerdi. Padişah aktedilen bu divanda büyük dirayet gös-terdiyse de Mabeynci Gazanfer Ağa ile Kızlarağasının kellerini kurtaramadı. Gözleri önünde yapılan idamların verdiği teessürden hüngür hüngür ağladı.
Bu sırada isyan haberini almış olan Yemişçi Hasan Paşa İstanbul hududuna gelmiş fakat isyanın devam ettiği haberini aldığından gündüz gözü ile şehre girmemişti. Gece olunca konağına giden sadrazam, padişaha haber gönderip kendisini yapacağı hareketlerde desteklemesini istedi. Padişah Hazretleri mutabakatını bildirdi. Son divan toplantısında sadaret kaymakamlığına getirilmiş olan Mahmut Paşa ve Kazaskerler, sert tedbirler almaya kararlı sadrazamı destekleyeceklerini söylediler. Bu sert tedbirler için Şeyhülislâmdan fetva almak icab ediyordu. Fakat Şeyhülislâm ortalarda görünmemişti. Sadrazam bu işte Mahmud Paşanın parmağını sezdiğinden, padişaha bir arıza yollayarak Mahmut Paşanın fırıldak çevirdiğini, gözünün veziriazamlıkta olduğunu bildirip, kendisinin ertesi günü yeniçerilere hitap edeceğini, padişahın bir hattı hümayununun meseleyi hal edeceğine inandığını bildirdi. Padişahın şu mealdeki mesajı hakikaten meseleyi hâl etti. «Benim yiğit kularım; atalarımdan beri bana sadık kaldınız. Sizi her zaman yanımda hissettim ve hissedeceğim. Sadrazamıma sadık kalınız ve destekleyiniz, asileri cezalandırınız.» Padişahın bu mesajını Süleymaniye Camii önünde yüksek bir yere çıkarak okuyan sadrazam yeniçerileri ikna\etmiş oluyordu. Padişahın hattı şerifi yeniçerilerin gözlerini ya,şartmıştı. Kaptan-ı Derya Çağalazade dışında beş vezir ve ulema toplantıya geldi. İlk önce Şeyhülislâm azledildi. Onun yerine faziletli bir zat olan Mustafa Efendi getirildi. Mahmut Paşa azledilip Ferhat Ağa yeniçeri ağası oldu. Ferhat Paşa ileri gelen sipahileri tutuklatıp, At meydanında bekleşen sipahilerin üzerine çullandı. Onları dağıttı. Sipahilerin ikamet yeri olan Kurşunlu Hanı bastı. Böylece sipahi isyanı bastırılmış oluyordu.
Sehr-iRamazan
Süper Moderatör
Yaş :
45
Kayıt tarihi :
02/12/08
Mesaj Sayısı :
210
Nerden :
istanbul
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Şehzade Mahmüd'ün Ölümü Ptsi Şub. 09, 2009 10:03 pm
Şehzade Mahmüd'ün Ölümü
Hazreti padişahın büyük oğlu veliaht şehzade Mahmud sultan, Celâli isyanlarını bastırmak için durumadan kendisine bir ordu verilmesini taleb ediyordu. Hakikaten akıllı ve cesur olan bu şehzade tedbirli olamamış, ecdadında meydana gelen bu tür İsrarların taleb edenlerin hayatlarına mai olduğunu hatırlayamamıştı. Eğri oturup, doğru konuşalım. Yavuz Selim Cennetmekân, babası Hazreti Bayazıd'ı Velî'yi böyle yaparak tahttan yolcu etniemişmiydi? Şehzade Mustafa sultan ve Şehzade Bayezid sultan, Kaanuni Sultan Süleyman Hazretlerine aynı şeyleri yapmayı düşünmemişlermiydî? Ve âkibetleri ölüm olmamışmıydı? Öyleyse Şehzade Mahmud sultana da akibet ölümdü fakat beraberinde bir Şeyh efendi ve annesi de aynı ölümün kucağına sürüklenip gitmişlerdi. Devletin gözyaşı yoktur ve olamazdı da... Fakat evlat acısı şüphesiz ki başka bir şeydi. Sultan 3. Mehmed Hazretleri bu elim karardan sonra çöktü, çözüldü, artık hasta bir hale dönüştü.
Valdesuîtanın isteği üzerine Hazreti padişah Yemişçi Hasan Paşayı azletti. Bir kaç gün geçtikten sonra Bostancıbaşı, Hasan Paşanın Hasköy'deki çiftliğine gelip onu hanımının yanından alıp ölüm fermanını tebliğ ediverdi. Ve çiftliğin bir kuytu köşesinde hüküm boğulma suretiyle infaz olundu.
Vezaretıuzma makamına celadeti yüzünden Yavuz lakablı Malkoç oğlu Ali Paşa, sadaret kaymakamlığına Kâzım Paşa getirilmişti. Mısırda bulunan yeni sadrazama mührü hümayun gönderildi. Yavuz Ali Paşa ortalığı düzelterek geldi ve doğruca Tuna üzerine gidip küffar üzerine cihadda olan ordunun dizginlerini eline aldı. Hazreti padişah da, sadrazamından gelecek cephe haberlerini daha çabuk alabilmek için Edirneye gitmişti. Orada kâfir cephesinde yapılan savaşların nauvaffakiyyetin asakir-i islâmda kalması için dualar ediyor, her gelen haberi bizzat karşılıyor ve talimatlar hazırlıyor ve bunları cepheye gönderiyordu. Ne varki her zaman olduğu qibi küffar üzerine yüklenen islam ordusu yine her zaman olduğu gibi doğu hududumuzdan İran Safevilerinin azgınca tarizlerine hedef olmuştu. Bu da yetmiyormuş gibi Celâli hareketleri de yer yer devam ediyordu. Bu sıkıntıların ağırlığı gün geçtikçe padişahın sıhhatini menfi bir şekilde tesiri altına alıyordu.
Yorgun ve düşünceli bir halde yaptığı gezintiden dönerken, karşısına çıkan bir derviş tıpkı ceddi 2. Murad Hazretlerine olduğu gibi seslendi: "Hazır olmalısın, büyük gün geliyor.» padişah bu ikazı dinledi, gülümseyip hayrı istedi, Rabbine şükretti ve ellibeş gün sonra sekiz yıl kaldığı Osmanlı tahtında Hicri 1012, Milâdi 1603 tarihinde vefat ettiğinde 38 yaşında idi, Hazreti padişah gayet iyi şiirler kaleme almıştı. Sinlerinde «Adni» mahlasını kullanırdı. Ayasofya Camii civarında babası Cennetmekân 3. Murad Hân'ın yanında ebedi uyku-sunu uyumaktadır. Abid ve Zahid bir kul olan hazreti padişah devrindejdarecilerin zayıf olması arada bir kıymetli devlet adamlarının çıktığında derhal muvaffakiyyet ibresinin yükseldiği görülür. Üç şehzadesi dünyaya gelen padişahın, Şehzade Selim sultan ve Şehzade Mahmud sultan biri hastalıktan diğeri siyaset hatasından vefat etmişler, Osmanlı tahtı onbeş yaşındaki Şehzade Ahmed Sultana kalmıştı.
Cennetmekân padişah, Eğri Fatihi ve Haçova galibi olarak daima Hoca Saddeddin Efendi Hazretleriyle beraber anılagel-mistir. Nasıl ki; Fatih Sultan Mehmed denince Akşemseddin akla gelirse...
Cenab-ı Mevlâ rahmetiyle rahmetlendirsin Hazreti padişah ve onun mürşidi Hoca Saadeddin Efendi Hazretlerini.
Sehr-iRamazan
Süper Moderatör
Yaş :
45
Kayıt tarihi :
02/12/08
Mesaj Sayısı :
210
Nerden :
istanbul
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Sultan 3. Mehmed'in Hanımları Ve Çocukları Ptsi Şub. 09, 2009 10:04 pm
Sultan 3. Mehmed'in Hanımları Ve Çocukları
Türk tarih kurumu yayınlarından neşredilmiş bulunan Çağatay üluçay'a aid "Padişah Kadınları ve Kızları" adlı çalışmada bu padişahın mezkûr mevzu üzerindeki yedi satırdan ibarettir. Biz bunu sahifemize aynen dercettikten sonra başka kaynaklara başvurmak suretiyle daha bir geniş malumat ar-zetmeye çalışacağız Handan Sultan: 3. Mehmed'in başhase-kişidir. 1590'da şehzade Ahmed'i doğurduğuna göre ilk eşi olmalıdır. 1603'de eşinin ölmesi üzerine oğlu 3. Ahmed (1. Ahmed olması lâzım. m. h)'İn validesultanı oldu. 3. Mehmed'in ölümünden iki sene sonra Handan Sultanda öldü (1605), Ayasofyada ki eşinin türbesine gömüldü. Handan Sultan Menemen ve Kilizman haslarını, bazı yerlere vakfettiği biliniyorsa da, bunların nereleri olduğu tesbit edilemiyor" Demekte.
Yılmaz Öztuna bey, değerli çalışması "Devletler ve Hanedanlar" adlı çalışmasında 3. Mehmed'in hanımlarını şöyle tanıtıyor: Fülâne haseki 1566'da doğdu 1603'de öldü. Vefatında 37 yaşında olup, evliliği 1579'da oldu. Veliahd şehzade Selim'in annesidir. Bu haseki taun hastalığından vefat etmiştir. Fülâne Haseki 1571'de doğmuş 7/mayıs/1603'de ölmüştür. Şehzade Mahmud'un annesidir. Oğlunun idamının peşinden denize atılmak suretiyle boğuldu. Handan Valide Sultan 1574'de doğmuş vel605/26/kasımda 31 yaşında olduğu halde ölmüştür. 3. Mehmed ilel589'da evlenmiş ve daha sonra 1. Ahmed, unvanı ile padişah ve halife olan erkek çocuğunu dünyaya getirmiştir. Kocasının türbesinde medfundur.
4. hanım olarak da yine adı bilinmeyip, Öztuna bey'in fülâne hanım diye nitelediği, hemde naibe olduğu halde hem de bu vazifeyi iki defa üstlendiği halde bilinmemesi umulur ki kendisinin arzusuna uygun bir haldir. Abaza asıllı olan bu haseki, 1. Mustafa ile fülâne hanımsultanın annesidir. 1576'da doğup vefatı 1623'den sonradır.
3. Mehmed'in kızlarına gelince; bunlardan Hatice sultan-hanım, Ayşe sultanhanımlann adları bilinmekte, haklarında bilgi verilen iki tane fülâne hanımsulta,n olup, diğerleri hakkında malumat bulunmuyor. Hatice Sultan 1590'da Manisa'da doğmuş, Şehzadebaşı Camiinde Hatice sultan türbesinde toprağa verilmiştir. Evliliğini; 1604'de Mirahur Mustafa Paşa ile yapmıştır. Evlendiğinde 14 yaşında idi. Evlilik müddeti altı yıl sürdü.
Fülâne hanım 1590'da doğdu vefatı 1623'den sonra İstan-buldaoldu. 1604'ün 10. ayında Dâmad Hâin Dâvûd paşa ile izdivacı gerçekleşti, müddeti evliliği onsekir sene sürdü. Kocası; Genç Osman diye anılan 2. Osman'ın katilleri arasındadır.
Başka bir fülâne hanımsultan; 1597'de doğmuştur. 1612/10/şubatında, Cağaioğlu Sinan Paşa ile evlenmiştir, Ayşe Sultan 1598'de İstanbul'da doğmuş ve Dâmad Hüsrev Paşa ile izdivacı 28/ağustos/1613'de olmuştur.
Ayrıca; 3. Mehmed'in kızlarından yedi tanesinin adları bilinmemekle beraber, damadlarında bilinmediğinden, Öztuna bey, fülâne sultan-fülan ağa gibi, altı tane eşleştirme yapmıştır. Babaları 3. Mehmed'in vefatının on yıl sonrasında yapılan bu evliliklerin, 1. Ahmed hân tarafından yaptırılmış olduğunu söylersek hata etmiş olmayız.
3. Mehmed'in oğullarına gelince; Istanbulda 1580'de doğan Selim, 17 yaşında öldü ve 2. Selim türbesinde gömülüdür. İ581'de doğan şehzade Cihangir'de 15 yaşında vefat etti. 3. Murad türbesine defnolundu. Manisada 1587'de doğan şehzade Mahmud, 1603'de boğdurulmak suretiyle kati edildi. 18 yaşına iki ayı kalmıştı. Şehzadebaşı camiindeki vâiide-sinin yanına defnolundu. 3. Mehrned'in, 4. oğlu Ahmed, 1, Ahmed unvanıyla tahta geçti, 5. oğlu Mustafa'da, 1. Mustafa unvanıyla, padişah olmuştur. Manisada doğan 3. Mehmed'e ait bebek şehzadeler, Manisa'daki şehzadeler türbesindedir-ler. 1615'lerde Yahya adını takınarak, 3. Mehmed'in oğlu ve-de 1. Ahmed'in ağabeysi olduğunu söyleyen Rum biri avru-pa saraylarında cevelân etmiştir.
3. Murad'ın son sadnazamlığını, 3. sadaretinde tamamlayan Koca Sinan Paşa, görevinde bir müddet ibka olunduktan sonra 16/şubat/l 595'de infisa! etdi. Yerine 43. sadrıazam Ferhad Paşa 2. sadaretine geldi. Ancak 4 ay, 19 gün süren vazife sonunda yerini tekrar, Koca Sinan Paşanın 4. sadaretine terk eyledi ve bu zatda selefinden, üç gün eksik olarak mührü hümayunun sahibi olabildi. Bunun infisalindede târihler 19/kasım/1595'in işaretini veriyordu. Araya pek kısa sayılan 44. sadrıazam Lala Mehmed Paşanın dokuz günlük sadareti girdi ve mührü hümayun bu defa da 4 ay, 5 gün kalmak üzere 5. defa Koca Sinan Paşa ya geri döndü. Sinan Paşanın beş sadaretinin toplamı, 7 sene, 4 ay, 24 gün tutmaktadır.
45. sadrıazam olarak Dâmad İbahim Paşa ayrı zamanlarda üç defa geldiği ve toplam olarak 3 sene, 11 ay; 27 günlük, bir hizmet vererek ülkenin iki numaralı adamı olmuştu. Ca-ğaloğlu Yusuf Sinan Paşa, 46. sadrıazam olarak 1 ay, 19 gün, ve 47. sadrıazam Hadim Hasan Paşa 5 ay, 6 gün, 48. sadrıazam Cerrah Mehmed Paşa 8 ay, 27 gün, 49. olan Yeişçi Hasan Paşaysa; 2 sene, 3 ay, 7 gün makamda kalabil-jS 50. sadrıazam Malkoçoğlu Yavuz Ali Paşa, 3. Mehmed'in son sadnazami olmuştur.
Görüldüğü gibi 3. Mehmed, sadaretin nice kişileri öğüttününü görmüştür. Padişahın vefat târihi olan, 21/ara-hk/1603'e kadar sadaret değişikliği 12 defa olmuştur. Bunların biri üç, diğeride iki defa geldiğinden, aslında yedi kişi ile saltanat devrini doldurmuştur 3. Mehmed hân.
Şeyhülislâmlara gelince 3. Mehmed tahta çıktığında ma-kam-ı meşihatde, Bostanzâde baba yadigârı olarak vazifedeydi. Bu zat vefatıyla boşalttığı makamda 7 sene, 9 ay, 17 gün kalmış bunun 3 sene, 2 ay, 15 gününü 3. Mehmed'le çalışarak geçirmişti, l/nisan/1598'de vefat eden, Bostanzâ-de'nin yerine, iki padişaha hocalık yapan ve Cami'ür Riyase-teyn unvanı alan Hoca Saadeddin Efendi 2/ekim/1599'a kadar ancak 1 sene, 6 ay, 1 gün vazifede kalabildi.
25. şeyhülislâm, Mustafa Sunullah Efendi 1 sene, 10 ay, 1 gün kaldığı makamın 25. si oluyordu. Hocazâde Mehmed Efendi 2/ağustos/1601'den, 4/ocak/1603'e kadar en genç şeyhülislam olarak, 1 sene, 5 ay, 3 gün, 26. Şeyhülislâm olarak vazife yaptı. Onu takiben 1 ay, 5 gün'lüğüne Sunullah Efendi 2) defa geldi ve peşinden Ebü'l Meyamin Mustafa Efendi 8/şubat/1603'de geldiği vazifede, 8/haziran/1604'e kadar kaldıysa da 30. şeyhülislâm olarak 21/aralık/1603'de padişah 3. Mehmed'in cenaze namazını kıldırmış idi. Böylece yedi şeyhülislâm değiştiren 3. Mehmed, Sunullah Efendinin iki defa makam-ı meşihate gelmesi esasda işin altı zât ile geçirildiğini ortaya koyar.