Konu: Mektep Ve İlahiyat Salı Ocak 13, 2009 9:44 pm
Mektep Ve İlahiyat
Ben tahta çıktığımdanberi, ilk mekteplerin sayısı on misline çıkmıştır (20bin mektep). Bu adet maalesef hâla azdır ve haİka kâfi gelmemektedir. Liselerimizin seviyesi gayet yüksektir. Mükemmel oldukları herkes tarafından kabul edilir. Ancak daha fazla lise kurmamak bunların yerine mühendis, mimar gibi fen adamları yetiştiren müesseselere talebe hazırlıyacak rüştiyeler açmak daha yerinde olur.
Memleketimizde kâfi derecede asker ve memur vardır, ulemamızın ifrat derecede muhafazakâr olmasından dolayi-da, yüksek mekteplerimizi modern hâle getirmek çok güçtür. Kahire'deki El Ezher ilahiyat fakültesinin, talebelerimizi çekmesinin yegâne sebebide zamanın icablarına uymanın elzem olduğunu anlamış ol- malarındandır. İstanbul Dârül-funûn'unu Kahire'dekinin dûnunda (alçağında) kalmıya mahkûmdur.
UçAn TeNeKe
Prof Üye
Yaş :
33
Kayıt tarihi :
19/12/08
Mesaj Sayısı :
2553
Nerden :
İstanbul
İş/Hobiler :
Uçmak :D
Lakap :
Paslı teneke
Konu: Edebiyat-San'at Ve Kültür Salı Ocak 13, 2009 9:45 pm
Edebiyat-San'at Ve Kültür
Biz Osmanlılar eski ve büyük bir medeniyetin sahibi olduğumuzu unutmamalıyız ve Avrupa medeniyeti ile gözümüz kamaşmamalıdir. Mimari eserlerimiz, iki binden fazla şâir yetiştirmiş olmamız da bunu ispat eder. Bunlardan Fazlı,Lâmiî, Baki gibi şâirlerimizin eserlerinde fevkalade bir güzellik ve tam mükemmeliyet vardır. Daha sonra Galib, Pertev, Kemâl, Abdülhak Hâmid gibi şâirlerimizi sayabiliriz.(.) Hereke'deki halı fabrikamızda ve diğer endüstri sanatlarımızda yabancıları taklit etmekten 'kaçınmalıyız. Sa'nat ve edebiyatımızı kendi toprağımıza ait mevzular, kendi milletimize has esaslar üzerinde inşa etmeliyiz.(.) Gençlerimizde memur, asker veya ulemadan olmayı tasarlıyorlar; neden hiç bir Osmanlı, büyük bir tüccar, mahir bir zenaatkâr veya bir fen adamı olmayı düşünmüyor? Ben de marangozluk san'atı ile meşgul olduğumdan halka iyi bir numune sayılırım.(.) Bir gün; şerefime bestelemiş oldukları üç marşı aldım. Bu bir gün için epey fazladır. Muhtelif milletlerden olan ve şahsıma eserlerini ithaf eden bestekârların sayısı, şimdiye kadar ikibini bulmuştur. Bu insanları nasıl mükafatlandır-malı? İstanbul'a gelip huzuruma çıkabilmeyi temin eden sanatkârların her birine neden hediye vermeye mecbur olayım? üstelik ağırbaşlı musikîlerini sevmiyorum. Çaldıkları parçaların çok güç olduğuna şüphe yok; fakat ben zihnimi yoran musikîyi değil, dinlendirici musikîyi tercih ediyorum. Klâsik musikîyi tercih edecek kadar musikişinas değilim. Musikîye büyük istidadı olanlardan biri, oğlum Burha- ned-din'dir." (agk:sh. 190/193/202/209/210 Hatırat-ı Abdülhamidi Sânî)
Sultan 2. Abdülhâmid 21/Eylül/1842'de doğmuş, vefatı ise 10/Şubat/1918'de Beylerbeyi Sarayında kalb rahatsızlığı ve ciğerin ihtikandan mütevellid vukubulmuştur. İstanbul'un işgaline görmek bahtsızlğına uğramamıştır. Dedesi Sultan 2. Mahmud'un Türbesinde amucası Sultan Abdülaziz Hân'ın yanına defnedilmiştir. Tahta geçtiği târihden indirildiği târihe kadar otuz üç seneyi ikmâle çok az bir zaman kalmıştı. Aşağıya hanımları vede çocuklarını kaydederek peşindende sad-rıazam ve şeyhülislâmlarını belirtecek listeyi kaydedelim.
UçAn TeNeKe
Prof Üye
Yaş :
33
Kayıt tarihi :
19/12/08
Mesaj Sayısı :
2553
Nerden :
İstanbul
İş/Hobiler :
Uçmak :D
Lakap :
Paslı teneke
Konu: 2.Abdülhamid Hân'ın Hanımları Ve Çocukları Salı Ocak 13, 2009 9:46 pm
2.Abdülhamid Hân'ın Hanımları Ve Çocukları
İlk izdivacını Nâzikeda hanımefendi ile yapan Sultan Hamid kendisinden 8 yaş küçük bu hanımla evlendiğinde 2. ve-liahd idi. 1850 doğumlu Nâzikeda hanım, esmer, siyah saçlı siyah gözlü uzunca boylu bir hanım olup, ulviye sultanhanı-mı dünyaya getirdi. Bu târihin 1868 senesi olduğu görülüyor. 1895 senesinde Yıldız sarayında vefatı bulan Nâzike da hanımefendi Yenicami'de 5. Murad Türbesine defnolunmuştur. Fevkalade güzel pi-yano çaldığı kaydını koymadan edemiyoruz.
İkinci hanim olarak Sâfi-Nâz Nur efzûn ismi taşıyan zevcesi 1851'de dünya'ya gelmiş ve izdivacından çocuk olmamıştır. Clzun boylu narin yapılı sansın olan bu hanım, 1915'de ölmüş ve bu hanımını kendi isteği üzerine Abdülhamid hân boşamış ve ömür boyu elli altun maaş tahsis etmiştir. Bu hanım daha sonra Safvet Bey adlı Sultan Hamid'in esvabçıba-şısı olan zat ile izdivaç yapmıştır. Padişah hanımlarının boşandıktan sonra ba zılarının evlendiğini buna engel olunmadığını hatırlatmak için bilhassa bu maddeyi kaleme aldık.
3. Hanımefendi ise, Bedr-i Felek hanımefendi olup, 1851'de doğmuş 6/2/1930'da vefat etmiştir. Sultan Hamid bu izdivacını 15/11/1868'de Dolmabahçe sarayında evlenmiş bu sırada 2. veliahd idi. Bu izdivacdan ilk oğlu dünya'ya gelen padişahın, Selim Efendi ve Zekiye Sultanın bu hanımından doğduğunu kaydetmiş olalım. Bu hanımefendi, hanedan üyelerinin yurd dışına gönderildiği dönemde yaşlı olması hasebiyle tercih kendisine bırakılmış o da gitmemeyi tercih etmiştir.
Sultan Hamid'in 4. kadınefendisi Bidâr Kadınefendi olup, 1858'de doğmuş ve eşinden 41gün önce 1/1/1918'de dar-ı beka eylemiştir. Yahya Efendi dergâhında şehzade Kemaled-din Efendi Türbesine defnolunmuştur. Vefatı Erenköy'de vukubulmuştur. Üzün boylu, yeşil gözlü güzel bir hanım olup, Abdülkadir Efendi ile Nâime sultanhanımı dünyaya getirmiştir.
Padişah'ın 5. zevcesi Tiflis doğumlu Dilpesend kadinefendidin Bu hanımefendi 36 yaşı içinde 1901'de vefat etmiş ve Naile Sultanhanımın annesidir. Üzün boylu ve kumral olduğu bindirilmektedir.
6. Zevce ise; Mezîde Mestan hanım olup, 1869 doğumludur. Burhaneddin Efendiyi dünya'ya getiren bu hanımefendi uzun boylu kara gözlü, siyah saçlı bir hanımefendi imiş. Apandisitinin patlamasından meydana gelen peritonitten vefatı 21/1/1909'da vukubulmuştur. Yahya Efendi dergâhına defnolunmuştur.
7. zevce ise, Emsal-i Nur ise 1866 doğumlu olup, uzun bir ömür sürüp, 84 yaşında 1950'de Nişantaşında vefat etmiştir. Şâdiye Sultan'ın annesidir. Yahya Efendi dergâhında defnolunmuştur.
8. izdivaç Ayşe Dest-i Zer Müşfika "Kayıhân" hanımefendi ile olmuş Hopa 1867 doğumlu 16/7/1961'de 94 yaşın içindeyken irtihal-i dâr-ı beka eylemiştir. Ayşe Sultanhanımın annesidir. Müşfika kadın, 2. Abdülhamid hân'ı hiç bırakmamış adetâ tek eşiymiş gibi oldu hâl vak'asından sonra. Padişahın diğer hanımları çocuklarıyla oturma şıkkını seçmişler idi. Diğer bir ismi Ayşe Pertevniyal olup diğer adını padişah
taktığından târihe Müşfika olarak geçmiştir. Bu hanımefendi, Ruslarla yaptığımız 1877'deki savaşda şehid düşen Abaza bey'i Gazi Şehid Ağır Mahmud Bey'in Emine hanımdan doğma kızıdır demektedir. T.Yılmaz Öztuna Bey, Hanedanlar adlı kitabının 309. sahifesinde. Vefatında Yahya Efendi dergâhına defnoiunmuştur.
9. Evliliğini Sâz-Kâr Kadınefendi ile yapan 2. Abdülhamid Hân, bu hanımından Refia Sultanhanımın dünya'ya gelmesiyle bir kız evlad sahibi daha olmuş oldu. 1873'de İstinye'de doğan Sâzkâr hanımefendi, padişahla evlendiğinde târihler 1890 yılını göstermekteydi. 1945 yılında vefatında Beyrut'da olduğundan, Şam'da Osmanlı hanedanına ayrılmış bulunan Sultan Selim Câmiinin haziresinde defnolundu.
10. İzdivacını yapan padişah Peyveste hanımefendiyle bu izdivacından doğan Abdurrahim Efendinin babası olmak na-sib olmuştu. Peyveste kadınefendi, 1944'de 2. dünya harbi esnasında Pâris'de vefat ettiğinde yaşı 71 olmuştu. Bobigni islâm mezarlığına defnolundu. Doğumu 1873 senesinde olmuştu.
11. İzdivacını ise Fatma Pesend hanımefendi ile yapan Sultan 2. Abdülhamid'in Hadice sultanhanım adlı kızı bu evlilikten olmuştur. 1876 doğumlu bu hanımefendi, evlendiğinde takvimler 1896'yı gösteriyordu. Vefatı 1925'de vukubuldu ve Karacaahmed Kabristanında kendi türbesine defnolundu.
12. İzdivaç; Abaza kavminden Behice Maan hanımefendiyle yapılmıştır. 1882'de doğan bu hanımefendi ikiz olarak Nureddin Bedreddin adlan verilen iki evlâdı dünyaya getirmiştir. 1969'da vefatı vukubuldu. Makberi hakkında bir bilgi elde edilemedi. Yaşayan torunlarının olduğu bizce malumdur.
13. İzdivaç ise; 1887 Bartın doğumlu, Saliha Naciye hanımefendi ile vukubulmuş bu hanım Abid Efendi ile Sâmiye Sultanhanımı dünyaya getirmiştir. Naciye Kadın Efedi de padişahla birlikte Selânik'e giden kadınefendisidir. 1923'de Erenköy'de vefatı vukuubulmuştur, 2. Mahmud türbesine yâni zevci'nin yattığı türbeye defnoiunmuştur.
14. Evliliğini Dürdane Hanımefendi ile yapan padişah 2. Abdülhamid hân, 1867 doğumlu bu hanımından ayrılmış ve esvabcıbaşısı İsmet Bey'in oğlu Târik Beyle evlendirdi. 1955'de 88 yaşında olduğu halde vefat etmiştir. Kabri hakkında kayıt bulamadık.
15. İzdivaç ise İstanbul 1890 tevellüttü Câlibos hanımefendi ile yapılmış olandır. Bu hanımını boşayan padişah Sultan Hamid, Emin Paşa ile evlendirmiştir. 1955'de sağ olan bu hanım hakkında başka bilgi bulunmamaktadır.
16. ve son izdivaç Nazliyâr Hanımefendi isimli hakkında bilinen boşadığı ve evlendirildiğidir. Yeni izdivacında bir kızı olmuştur. 1876'da Sultan Hamid'in gözdesi olduğunu, Öztuna Bey kaydediyor.
UçAn TeNeKe
Prof Üye
Yaş :
33
Kayıt tarihi :
19/12/08
Mesaj Sayısı :
2553
Nerden :
İstanbul
İş/Hobiler :
Uçmak :D
Lakap :
Paslı teneke
Konu: 2.Abdülhamid Hân'ın Hanımları Ve Çocukları Devamı Salı Ocak 13, 2009 9:47 pm
2.Abdülhamid Hân'ın Hanımları Ve Çocukları Devamı
Sultan 2. Abdülhamid Hân'ın kızlarına gelince; bunların, sayısının onüç tane olduğunu söyleyebiliriz. Bu onüç kızdan altı tanesi padişah hazretlerinden önce vefat ettiler. Böylece, altı tane kız evlâdını ve bir de, erkek çocuğunu toprağa vermiş bir baba olarak görüyoruz Sultan Hamid'i, herhalde bu vefatlar insanı hayli elemnak ve muzdarib eyler sanırım. Bu bakımdan tahtını kaybetmek mânasına da gelse Saray'ı ku-Şatan kuvvetlere, Hareket ordusunu daha Selanik'ten yola çıkar çıkmaz onları Hassa Ordusu vasıtasıyla durmayı teklif edenlere evet demeyip, ben müslümanları biribirine kırdırmam demek suretiyle merhamet hususundaki yüceliğini seriliyor. Tüfekçibaşı Tâhir Paşa'nın yalvarmaları karşılığında verdiği emir şöyledir: Ben mü'minlerin birbiriyle dövüşmesine rıza gösteremem, şimdi git, Saray'ın Orhaniye tarafındaki kapısını açtır ve ne kadar muhafız ve de silahşor varsa gönder demek suretiyle düşüncesini tatbike koyar. Harekâttan sonrada Tahir Paşa, mahkemede verdiği cevaplarla ünlü mert bir insan olduğunu göstermiş Heyet-i hâkimeye bırak-saydı, sizleri Selânik'e kadar kovalardım demiştir. Neyse biz şimdi Sultanhanimlann kısa kimliklerini vermeye gayret edelim:
1-CIlviye Sultahanım; Dolmabahçe sarayında 1868'de doğdu ve 5/10/1875'de kibritle oynarken nedimesi çocuk bir câriye ile birlikte yanarak vefat ettiler. Yenicâmi türbesine defnolundu.
2-Zekiye Sultanhanım; 21/1/1872 Dolmabahçe sarayında doğup, 1950'de Fransa'da 78 yaşında vefat etti. İlk izdivacını Gazi Osman Paşa'nın oğlu Ali Nureddin Paşa ile Yıldız Sarayında 20/4/1889'da evlendi. Zekiye Sultan sarayında toplam 200 kişilik bir hizmet kadrosuyla yaşarken, Fransa'nın Pau kasabasında küçük bir otelin tek odasına sığındılar yurd dışına çıkarıldıklarında. Otel sahibi bir Ermeni olup, Gazi Osman Paşa'nın oğlu olduğu için, Ali Nureddin Paşa'dan vefatlarına kadar ücret almadı. Zekiye Sultanhanım vefatında yaşadığı Pau'da defneolundu.
3-Fatma Nâime Sultanhanım 5/8/1876'da babasının l.ve-liahdlığı esnasında dünya'ya geldi. Tirana'da 1945'de 69 yaşında olduğu halde vefat etti. Oraya defnolundu. Bizim çocukluğumuzda yüzdüğümüz Ortaköydeki Lido Havuzunun bulunduğu yer Nâime Sul tannanımın sarayı imiş. 1938'de Arnavutluk'da Tirana'ya yerleşmiştir. Mısır Hidiv'i Abbas Hilmi Paşa Nâime Sultanhanımla izdivaç etmek istediysede, Sultan Hamid, talibin dedesi İsmail Paşa'dan nefret ettiğinden teklifi red etti. Hâttâ kendi cariyelerinden birini Hıdivle evlendirdi ve ona bir Hânedan-ı ÂI-i Osman nişanı verdi, Mısır tarafından yönetilen Taşoz Adasını alıp Selanik vilâyetine bağladı. Bu Sultanhanım, Dâmad Mehmed Kemaieddin Paşa oldu ki bu Paşa Gazi Osman Paşanın 2.oğlu idi. 6 sene süren izdivaçları noktalandı. Dâmad Paşa rütbe ve nişanları alınmak suretiyle Bursaya sürgüne gönde rildi, Nâime Sultan 2. Evliliğini İşkodralızâde Mahmud Celâleddin Paşa ile yaptı.
4-Nâile Sultanhanım 1884'ün birinci gününde doğdu. 25/10/1957'de Erenköy'de vefat etti. İzdivacını Germiya-noğlu Arif Hikmet Paşa ile Kuruçeşme Sarayında 27/2/1905'de yaptı. Bu dâmad Paşa, hayatını 1942'de Bey-rut'da tamamladığında 69 yaşının içindeydi.
5-Seniyye Sultan (1884'de doğup, aynı sene vefat etdi. 6-Seniha Sultanda 1885'de doğup, aynı sene vefat eyledi. 7-Şâdiye Sultanhanım ise, 1886!da Yıldız Sarayında doğmuş vede en yaşlı padişah kızı olarak 91 yaşın içinde olduğu halde yaşadığı Cihangir'de 20/11/1977'de vefat etmiştir. Amerika'da dâhil, bir çok ülkeyi dolaşmıştır. Kendisiyle evlenmek istiyen, Said Paşa'nın mahdumunu, hâl vak'asında, babasına nice kalleşlikler yapmış olan müstakbel kaimpeder yüzünden bu teklifi red etti. Enver Paşanın talebine ise, babasını tahttan indirenlerin arasında ve mühim biri olduğundan onu da red etti. Enver Bey'de, Sultan Reşad'a yaptığı baskıyla Naciye Sultanhanımla izdivaç talebini iletti. Bu hanım Şehzade Abdürrahim Efendi ile nişanlıydı ve bu şehzade Sultan Hamid'in oğluydu. Bu nişan bozularak, izdivacı gerçekleştirdiler. Şâdiye Sultanhanım; İlk izdivacını Fahir Beyefendi ile 1910'da yaparak, 12 seneye yakın birliktelik sürdürmüşlerdir. Fahir Bey, 1922'de Nişantaşı sarayında vefat ettiğinde evlilik son bulmuş oluyordu. Şâdiye Sultan 2. evliliğini de, 1885'de doğmuş Reşad Hâlis Bey ile yapmıştır. Bu evlilik 1931'de gerçekleşmiştir. Reşad Hâlis Bey'in 1944'de-ki vefatıyla son bulmuştur. Şadiye Sultanhanım vefatında 2.Mahmud türbesine defnolunmuş böylece de babası Abdülhamİd'in yakınında son uykusunu uyuma şansını bulmuştur. 8~Hamide Ayşe Sultanhanım 1887'de; Yıldız Sarayında dünya'ya gelmiştir. Vefatı ise Ağustos/l960'da Beşiktaş Se-rencebey'de Gazi Osman Paşa konağında vukuubulmuştur. 73 yaşını sürdürmekteydi vefatı esnasında. Kabri Yahya Efendi dergâhındadır. Hanedan ile birlikte seyahat mecburiyeti başlıyan bu Sultanhanım'ın târihe büyük hizmetini unutmayalım ve "Babam Sultan Abdülhamid" adlı eseri bunu sağlamıştır. Mehmed Şevket Eygi bu eseri basmıştır. Ayşe Sultan 2 defa evlenmiş ilkini 1873 Beyrut doğumlu Ahmed Nâmi Bey'le 1911 'de Sultan Reşad'in huzurunda Dolmabah-çe sarayında kıyılan nikâhla gerçekleşmiştir. 1921'de talak vukuubulrnuş, 1926-1928 arasında kendisini Abdülhamİd'in damadı ve torunlarının babası olarak seçim propogandasında takdim etmiş padişaha olan sevgi bu zatı Suriye devlet başkanlığı seçimlerini kazanmaya taşımıştır.
Ayşe sultanhanım 2. izdivacını 1877'doğumlu İstanbullu Mehmed Ali Beyefendiyle, 3/ 4/1921'de Yıldız Sarayında yapmıştır. Bu zat son üç padişahın yâveriiğini yapmıştır. Bu padişahlar, geriden öne doğru, Sultan Vahideddin, Sultan Reşad ve 2.Abdülhamîd'dir. Ayşe sultanhanımın her iki evliliğinden de çocukları olmuştur.
9-Refia Sultanhanım ise; Yıldız sarayında 1891'de doğmuştur. 47 yaşında olduğu halde 1938'de Beyrut'da vefat etmiştir. Piyano çalar, resim yapar bir sultanhanım olup, kabri Suriye'de Şam'da Sultan Selim Câmiindedir. İzdivacını, 1885 doğumlu Ali Fuad Beyefendi ile 1911'de Şeyhülislâm Musa Kâzım Efendi tarafından kıyılan nikâh sonrasında yapmıştır. Damad Beyin babası meşhur Ahmed Eyyüb Paşa'dır.
10-Hadice Sultanhanım, bu dünyadan 7 ay kâm aldı. 1897'nin 7. ayında doğup, 1898'in 2. Ayında irtihal eyledi. Yahya Efendi dergâhına defnedilen Sultanhanımın Kuşpala-zından vefatı vukubulmuştur. Sultan Abdülhamid Hân-ı Sâni Şişli Etfal Hastanesini bu kızının ruhu için yaptırdı.
11-Aliyye Sultanhanım; 1900 yılına doğru bir kaç günlükken vefat eyledi.
12-Cemile Sultan da aynen oldu.
13-Sâmiye Sultanhanimda, 1 sene, 9 gün berhayat oldu ve zatürrie alıp götürdü.
Sultan 2.Abdülhamİd'in Oğullarna gelince bunların sayısı sekizdir. Bunların ilkini Mehmed Selim Efendi 11/1/1870'de Dolmabahçe sarayında dünyaya gelmesiyle teşkil eder. 5/ 5/1937'de Cünye Sarayında Beyrut'ta ömür defterini tüketir. Kabri Şam'da bulunan Sul tan Selim Câmiindedir. Babasının amucası Sultan Aziz 1200 tonluk muhribe bu şehzadenin adını verdi. TBMM'de yapılan halife seçiminde bir rey de Selim Efendiye çıktı. İngilizler; petrol yatağı olan Musul'u vermemek için çıkarttığı isyanı, Fransızların pek kanlı bir şekilde bastırdığını görüyoruz. Şeyh Said'in 1925'deki isyanı üzerine okutulan hutbede Selim Efendinin adına okutulurken, bu zatın olanlarla hiç bir alaRası yoktu. Selim Efendi 4 izdivaç yapmış, bunlar Deryâl, Nilüfer, Pervîn Dürri Yekta ve Gülnâz hanımefendilerdir. Bu hanımlarından Emine Nemika sultanhanım adlı bir kızı, üç yaşında vefat eden adı Mehmed olarak verilenden sonra, Mehmed Abdülkerim ve Harun Efendiler dünya'ya gelmiştir.
2. Oğul Mehmed Abdülkâdir Efendi, 16/1/1878'de Dol-mabahçe sarayında doğmuş ve 1944'ün 1. ayın da Sofya'da vefat etmiştir. Batı Musikî ilminde mühim bir kimse olan Aranda Paşa, şehzadeye bu ilminden hayli bilgi aktarmıştır. Bu şehzade, kemân'ın bir başka versiyonu olan Viola, Keman, Piyano da pek usta bir icra gücüne sahipti. Hanedan yurt dışı edildiğinde önce Macaristan'a giden Abdülkâdir Efendi sonunda Sofya'da ikamete karar vermiştir.
2.Harb esnasında Sofya'da bulu nan Balı Efendi'nin türbesini yeniden inşa ettirdi. O sırada Bulgaristan'ı havadan bombardımana tâbi tutanların hava hücumundan korunmak için, girdiği bir sığınaktan geçirdiği, kalb krizi sonunda, hayatı terk etmiş olarak çıkarıldı. Abdülkadîr Efendi'nin altı izdivaç yaptığını,bunların ilkinin, Misli Melek, ki boşamıştır. 2.sini Sühandan Hanım teşkil etmişsede bunu da boşamıştır. 3.Mihriban hanim olup, 4.Hadice Mâcide, 5.si, Fatma Meziyet hanımdır. 6.izdivacının bir Macar olup, bu izdivacı Halife Abdülmecid tanımadı.
3.Oğul ise Ahmed Nuri Efendi olup, 1878'de Yıldız sarayında doğmuştur. Miralaylık rütbesine yükselerek askerliğe heves ettiği bilinir. Ayrıca ressamdır. Fransa'da Nice şehrinde 1944'de vefat etti Şam'da bulunan Sultan Selim Camiine defnedildi. Çocuksuzdu.
Sultan Abdülhamid'in 4.erkek çocuğu Mehmed Burhaned-din Efendi, 1885'de Yıldız Sarayında doğdu ve 15/6/1949'da New-York'da vefat eyledi. Cenaze İstanbul'a getirildi ve devlet görevlileri kabul etmeyince Suriye'ye Şam'daki Sultanse-lim Camiine defnedildi. Burhaneddin Efendi, 1913'de Osmanlıdan ayrılmış olan Arnavud devleti krallığına geçmesi teklifine iet cevabı verdi. Daha sonra da, yâni 1936'da frak'da söz sahibi olan Osmanlı dönemi paşalarından Cafer Askerî Paşa- Burhaneddin Efendiyi Irak Tahtına davet etti. İngilizler, prestiji hiç sarsılmamış bulunan 2.Abdülhamid'in bu sevgili oğlunun krallığına engel oldular, aynı senenin sonuna doğru Cafer Askerî Paşa'da bir suikastle katledildi.
5.erkek evlâd olan Abdürrahim Efendi 1894'de Yıldız'da doğdu. 1/1/1952'de Pâris'de vefat etti. Pâris'de müslüman mezarlığında defnolundu. 2.WiIhelm'in Hassa alayında topçu üsteğmen olarak bulunarak, askerliğe olan yakınlığını isbat ederken, 1.cihan harbinde topçu alay komutanlarımızdan biri olarak vazife aldı. Bu sırada Albay rütbesinde idi. Enver Paşa, tümen komutanlığı teklif ettiyse de, erken bularak kabul etmedi. Osmanlı devletinin bir çok konferanslarda tem silciliklerini başarıyla yaptı. Abdürrahim Efendi'nin türr.M komutanlık teklifini kabul etmemesinde, Enver Paşa'nın şehzadenin nişanlısı Naciye Sultan'dan, Sultan Reşad kanalıyla nişanı bozdurup bu sultanhanımi tezviç etmesinden kaynaklanması tabiidir. Öztuna Bey, değerli eseri Hanedanlar'da Abdürrahim Efendi'yi, M.Kemâl Paşa, Enver Paşayı sevmediği için pek tutardı, demektedir.
6.oğul olarak Mevlâmız; Sultan 2.Abdülhamid Hân'a, Ahmed Nureddin Efendiyi lûtfeyledi. 1901'de doğan bu şehzade, 1944'de Pâris'de dâr-u beka eyledi. Bu şehirde müslüman mezarlığına defnolundu vefatına zatülcenb rahatsızlığı vesile oldu. Çocuksuzdu.
7.oğulu padişahın iki yaşı civarında olan Mehmed Bedred-din Efendi idi. Menenjit hastalığı vefata vesile oldu. Yahya Efendi türbesine defnolundu ve târih 1903 senesinin, ekim ayının 13.günü idi.
Sultan Abdülhamid Hân'ın son ve 8. Çocuğuysa Mehmed A'bid Efendi, 1905'de Yıldız Sarayında doğmuştu. 8/Ara-lık/1973'de Beyrut'da hayat mücadelesini ikmâl eyledi. Çok mükemmel bir tahsilin sahibiydi. Galatasaray lisesi, Harbiye mezunu, Şorbon'dan hukuk fakültesinden 1936'da mezun oldu.
Yine Ekol Nasyonalden, Fars dili ve Edebiyat mezunu,eri son ölen padişah oğlu bu zattır. Japonlar; A'bid Efendi'yj Türkistan imparatoru namzeti olarak davet ettiler. Japonlar Sultan Hamid'le iyi münasebetlerinin neticesi olarak yaptıkları teklife Efendi'den red cevabı aldılar. Daha sonra da, Ar-navutluk'da bulunduğu sırada Musollini ve Hâriciye nâzın Kont Ciano, Efendiyle görüştüklerinde Roma'ya davet ettiler ancak Türkiye üzerinde bir hesapları olabileceğini hisseden A'bid Efendi daveti red etti. Arnavutluk Kralı Ahmed Zo-go'nun yeğeni 1908 doğumlu Prenses Seniyye hanımefendi ile Aralık 1936'da Mat şehrinde evlendiler. Â'bid Efendi çocuksuz olarak hayatını ikmâl etmiştir
UçAn TeNeKe
Prof Üye
Yaş :
33
Kayıt tarihi :
19/12/08
Mesaj Sayısı :
2553
Nerden :
İstanbul
İş/Hobiler :
Uçmak :D
Lakap :
Paslı teneke
Konu: 2.Abdülhamid Hân'ın Sadrıazam Ve Şeyhülislâmları Salı Ocak 13, 2009 9:47 pm
2.Abdülhamid Hân'ın Sadrıazam Ve Şeyhülislâmları
Sultan 2.Abdülhamid Hân taht-i Osmaniye kuud ettiğinde, makam-ı sadaret de, Mütercim Mehmed Rüşdü Paşa bulunmaktaydı. Tâbiiki bir, komitacılar çetesi de, bu idareye ortak idiler. Tahta oturan yeni padişah sadnazamı görevinde ibka eylediyse de, 19/Aralık/1876'da azledip, yerine Midhat Pa-şa'yi getirdi. Böylece de, çetenin içinden seçtiği halef ile selefin arasında bir soğukluk temine muvaffak oldu, Midhat Paşa. 1 ay 17 gün kaldığı makamdan eve gitmeğe vakit bulamadan îzzeddin Vapuruyla yola çıktığında takvim yaprağı, 5/Şubat/1877'yi gösteriyordu. İbrahim Paşa'ya mührü veren padişah bu kişiyle 11 ay, 4 gün çalışıp, 1 1/Ocak/l 878'de onu da gönderip, yerine Ahmed Hamdi Paşa'yı getirdi ve 24 ün sonra yâni 4/Şubat/l878'de Ahmed Vefik Paşayı sadarete aetirdi ve 2 ay, 9 gün sonra onu da değiştirmeye kendini mecbur hissetti. Mehmed Sadık Paşa, 1 ay, 10 gün süren sadaretini 28/Mayıs /1878'de tamamlamış oldu. Bu sefer tahta Ciktığındaki sadrıazama döndü ve Mütercim Mehmed Rüşdü paşanın eline mührü verdiğinde 3. ve son sadaretine getirmiş oluyordu. Mütercim Paşa bu işi, 7 gün yapabildi ve yekûn olarak 2 sene, 23 gün süren sadrıazamlık hayatını noktalamış oldu. Sadareti bu defa 4/Haziran/l878'de Mehmed Es-'ad Safvet Paşaya verdi. Bu zat'da tam 6 ay sonra mührü teslim ettiğinde târih, 4/Arahk/1878'i gösteriyordu. Tunuslu Hayreddin Paşa makam-ı sadarete getirildi vede, 7 ay. 26 gün sonra Ahmed Arifi Paşa 29/Temmuz/1879'da İç başı yaptı. Dayanma gücü 2 ay, 20 günün sonunda tamamlandı. 18/Ekim/1879'da maratoncu bir sadrıazam ilk geliş olarak vazifeye başladı. Bu zat, dokuzda defa bu makama gelip gitmiştir. Bu da Erzurumlu Küçük Mehmed Said Paşa olup, lâkabı da Şâpur Çelebi'dir. Bu zâtın ilk sadaretinin 7 ay, 20 gün sürdüğünü görüyoruz. Cenânîzâde Mehmed Kadri Paşa, 9/Haziran/1880'de başladığı görevi 3 ay, 3 gün sonra 12/Eylül/1880'de bıraktı. Sadaret yine Said Paşa'ya tevcih olundu. Bu sefer 1 sene, 7 ay, 20 gün sürdü Said Paşa 2/Ma-yıs/1882'de is tirahate çekilirken, Germiyânoğlu Abdurrah-man Nureddin Paşaya tevcih olundu.. 2 ay; 11 gün süren sadareti sonunda halef yine Mehmed Said Paşa oldu. Bu seferde 4 ay, 20 gün sonra iki gün sürecek sadarete Ahmed Vefik Paşa getirildi. 3/Aralık/1882'de Said Paşa mühre yine sahip oldu. Bu seferde sadareti kısa olmadı 25/Eylül/1885'e kadar sürdü ve 2 sene, 1 ay, 23 gün sürmüş oldu. Bu seferinde Kıbrıslı Mehmed Kâmil Paşa 5 sene, 11 ay, 19 gün sürecek ve 4/Eylül/1891'de nihayetlenecek şada- retine başladı. Bunun yerine Kabaağaçlızâde Ahmed Cevad Paşa, bu sadareti teslim alıp, 3 sene, 9 ay, 4 gün sürdürmeye muvaffak oldu. Efendim, bu Cevat Paşa daha harbiye talebesiyken, İstanbul'da Aksaray'da devam ettiği Tekke'nin Şeyhinin yanına yine bir gün gittiğinde bir esmer vatandaşın şeyh'e bir rüya anlatmakta olduğunu görür. Edeben biraz uzaklaşır, beyan edilenleri duymasın düşüncesiyle. Az sonra Şeyh Efendi, Cevat Paşa'ya döner iki mecidiyen varmı diye sorar. Var cevabını alınca ver bana der ve sonra esmer vatandaşa döner, bu rüyanı bu zabit mektebi talebesine satarmısın diye sorduğunda tabii diyen çingene Şeyhin verdiği iki mecidiye'yi aldığı gibi eyvailahı çeker. Şeyh Efendi yine Cevat Paşaya teveccüh eder derki, koskoca sadaret makamını bu adama bırakamazdık! Der. Böylece Cevat Paşa bu sadaretini daha talebeyken iki mecidiyeye satın aldığımda hatırlar bu arada vede şeyhinin kerametine bir defa daha meftun olur. Bu zâtı da, sürgüne gönderir Sultan Abdülhamid Hân. Halikarnas Balıkçısı diye anılan Cevat Şâkir Kabaağaçli, bu zâtın yeğeni olup kendi babasını öldürdüğünden mahkum olmuştur. Cevat Paşanın sadaretinden sonra sadaret mührü yine Said Paşa'y3 3 ay, 24 gün kalmak üzere avdet eder. 2/Ekim/1895'de Kâmil Paşa 2. sadaretine getirilirse de, bu sefer vazi reyi 1 ay, 6 gün sürdürebilir, 7/Kasım/1895'de Halil Rıfat Paşa'ya verir. Bu zatın dönemi, 1313/1897'deki Osmanlı/Yunan Savaşında muazzam bir zafer kazanan ordumuzun sayesinde taçlanır. Bundan çok sevinen padişah, sadnazamına ve seraskerine ölünceye kadar görevlerinizde kalacaksınız demek suretiyle memnuniyetini belirtmiş ve Halil Rıfat Paşayı vazifesinde ölünceye kadar muhafaza etmiştir. Serasker Mehmed Rıza Paşaya gelince onu da görevinde ipka etmekle beraber meşrutiyetin yeniden meriyete konması üzerine Serasker Paşa
çekilmek mecburiyetinde kalmıştır. Vefatı üzerine boşalan makama 9/Kasım/1901'de Said Paşa, 6. sadaretine oturuyordu. 1 sene, 1 ay, 26 gün süren görevi 14/Ocak/1903'de Avlonyalı Mehmed Ferİd Paşa'ya devretti. Bu zat da, 5 sene, 6 ay, 8 gün süren sadaretinden sonra 22/Temmuz/1908'de 14 gün sürecek bir sadaret için mührü Mehmed Said Paşa'ya devretmek mecburiyetinde kaldı. Said Paşanın bu 7. sadaretiydi ve 5/Ağustos/1908'de mührü alan ve göreve gelen Kıbrıslı Kâmil Paşa oldu. 14/Şubat/1909'da 6 ay, 10 gün sonra vazifeden ayrıldı. Yerine 3.Ordu havalisi umûm müfettişliği yapmış bulunan Hüseyin Hilmi Paşa getirildi ve 14/Ni-san/1909'da ise 31/Mart Vakaları çıkınca bu sadrıazam padişaha sığınmaktan başka bir şey yapamadı. Sadareti 1 ay, 28 gün sürmüş oluyordu. Bu sefer vazife hariciye eski nazırlarından Ahmed Tevfik (Okday) Paşaya verildi. Böylece padişah son sadrıazam tâyinini Tevfik Paşanın bu sadaretiyle tamamlamış oluyordu.
Sultan 2. Abdülhamid, otuzüç seneyi, 18 ayrı şahsiyetle, 7 defa bir kişiyi, 3 defa bir kişiyi, 2 defa 3 kişiyi, 1 defada 11 kişiyi getirmek suretiyle tamamlamıştır. Diğer bir deyimle, mührü hümayun, 27 defa gidip gelmiştir.
Şeyhülislâmlara gelince: Suttan Abdüharnid Hân Cennet-mekân makam-ı sadarete geldiğinde 155. Osmanlı Şeyhülislâmı Hacı Kara Halil Efendiyi makam-ı meşihatde bulmuştu. 18/Nisan/1878'e kadar bmzatı görevinde ipka eyledi. Aslında Amucası Sultan Aziz aleyhine, sağda solda: "ben bunun hâl'ine çarşaf kadar fetva veririm" dediğini unutması imkânsızdı. Yerine getirdiği Ahmed Muhtar Efendi 1 sene, 9 ay, 5 gün süren toplam iki meşihatinin, 7 ay, 16 gün olanını bu seferinde tamamladı. Önceki meşihati Sultan Aziz'e idi. 4/Aral'k/1878'de makama üryanizâde Ahmed Es'ad Efendi getirildi ve 10 sene, 1 ay, 14 gün süren dönemi tamamladı ve ömrüde böylece ikmâl oldu. Yerine 17/Ocak/1889'da Bodrumlu Hacı Ömer Lütfü Efendi 2 sene 7 ay, 18 gün süren ve 4/Eylü]/1891'de biten vazifeye gelmiş oldu. Osmanlı Şeyhü-lislâmalnhın 159.su olan Mehmed Cemâleddin Efendi bu zâtın yerine geldi ve 14/Şubat/1909'a kadar, 17 sene, 5 ay, 10 gün süren şeyhülislamlık görevinde bulundu. Abdülhamİd Hân'ın son Şeyhülislâmı 14/Şubat/1909'da münasip görülen Dağıstanlı Mehmed Ziyaeddin Efendi'dir, hâl fetvasını bu zâta verdirmişlerdir ittihatçılar. Böylece de, Sultan Hamid Cennet-mekân, otuzüç yılda altı şahsiyetle makam-ı meşihati yürütmüştür.
UçAn TeNeKe
Prof Üye
Yaş :
33
Kayıt tarihi :
19/12/08
Mesaj Sayısı :
2553
Nerden :
İstanbul
İş/Hobiler :
Uçmak :D
Lakap :
Paslı teneke
Konu: Netice Salı Ocak 13, 2009 9:48 pm
Netice
Dünyanın üzerine gözünü dikmiş olduğu Osmanlı devleti, Dr.Büyük Mehmed Fuad Paşa'nin dillendirdiği gibi, iki asırdır, düşmanlar dışarıdan, biz içenden yıkamadığımız devlet tabii ki dünyanın en kuvvetli devletidir ifadesine, Sultan Abdülha-mid'de hak vermiş bir an evvel ülkenin muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmasına pek ehemmiyet vermiştir. Mektepleri kurmuş, sayılarını çoğaltmış, denge politikasıyla uzun yıllar savaşsız bir dönem sağlamış, diplomasi dünyasında Osmanlı devletini hesaba alınır bir onura taşımıştır. Biz bu eserde, vefatını târih safahatı içinde Sultan Reşad döneminde vukuubulmasi hasebiyle o bölümde yazacağız.